Ülkü Ocaklarından Nevruz Açıklaması

Ülkü Ocakları Eğitim Ve Kültür Vakfı Afyonkarahisar İl Başkanlığından 21 Mart 2013 Nevruz Bayramı İle İlgili Basın Açıklaması.

“ALTAYLARDAN TUNA’YA TÜRK’ÜN AYAK İZİ VAR”

21 Mart 2013 tarihinde Tüm Türk Dünyasında kutlanılan Nevruz Bayramı kutlu toyu ile ilgili yazılı bir basın açıklaması gerçekleştiren Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Afyonkarahisar İl Başkanı Emre Burak TAĞ yaptığı açıklamasında;

Törelerimiz, örf ve adetlerimiz milletimizi bir arada tutan, birlik ve beraberliğimizi pekiştiren unsurların başında gelmiştir. Türk milletinin törelerini, destanlar çağında, Oğuz Han düzenlemiş ve nesiller boyunca yaşatılarak günümüze kadar ulaşmıştır. Atalarımızdan bizlere intikal eden kutlu törelerden birisi de Navrız-Ergenekon Bayramı’dır. Bu bayram, ilk yıllardaki adet ve geleneklere uygun şekilde, bütün Türk dünyasında kutlanmaktadır.

Türk Milleti Ergenekon’dan çıktığımız bu ayı, bu günü ve bu saati iyi bellemiş ve hiçbir zaman unutmamıştır. Destanlarımızdaki Ergenekon’dan çıkış günü, Türk milletinin gönlünde bu şekilde yer etmiştir.

Türk Milleti olarak daha sonra bu günü milli bayram olarak her yıl kutlanıldı. Demir dağı ateşle eritmelerinin anısını yaşatmak için, her obanın en yaşlısı, bir demir parçasını ateşte kor haline getirip örs üzerinde çekiçle döverdi. Sonra da obanın ileri gelenleri aynı işlemi yapardı. Ardından şenlikler başlar, hep birlikte yemekler yenir, eğlenceler ve spor müsabakaları düzenlenirdi. Devletin en üst düzeydeki yöneticisinden, en alt kademesindekine ve sivil halkın her kesiminde bu törenler düzenlenirdi ve herkes bu törenlere katılırdı.

Ve bu şekilde dile – gönüllere gelen ayrıca Dünyada biline gelen en eski bayram olarak da adlandırılan Nevruz Bayramı Türk Milleti olarak gece ile gündüzün eşitlendiği, milli benliğimizi her gün daha fazla bir gururla övünçle yaşamamızda hissiyatımızı doruklara taşıyan kutlu bir gündür ve bu güne ulaşmanın sevincini hep birlikte bir kez daha yaşıyoruz.

Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar derin izleri ve hatıraları bünyesinde barındırmış büyük Türk milleti Nevruz’a çok önemli anlamlar yüklemektedir.

Rahmet pınarlarının çağlayarak coştuğu, toprağın uyanıp bize rabbimizin eşsiz nimetlerini sunması hiç şüphe yok ki bu kutlu gün vesilesiyle olmaktadır.

Dostluğun, kardeşliğin, muhabbetin sıcaklığı bu günlerde belirginlik kazanmaktadır.

Nevruz bin yıllık kardeşliğimizde Türk-İslam coğrafyasına barış ve kardeşliği işaret etmiştir.

Doğa Türk’ün bahar bayramıyla daha da güçlenmiş ve eşsiz güzelliklerini hepimize sunmuştur.

Bu kutlu bayramda dayanışma ve yardımlaşma bütünleşmekte, saygı ve nezaket iç içe geçmektedir.

Gerçekte Nevruz birlik ve beraberliğin gür ateşini körüklemekte, fitne ve nifaka geçit vermemektedir.

Temennim odur ki baharın uyanışını ve müjdesini haber veren Nevruz’un üzerimizdeki şer odaklarına son vermesi, milletimizi ve inandığımız davamızda bizleri çepeçevre kuşatan belaların ve felaketlerin yok olması için değerli fırsatlar sunmasıdır.

Bilinmelidir ki, Nevruz’u rezil emelleri için bir fırsat olarak kollayan, bölünmenin, ayrışmanın provalarını yapan, kanlı eylemlerinin üstünü insan hakları ve özgürlük kamuflajıyla kapatan mihraklar, Türk milletinin birlikte ve kardeşçe yaşama konusundaki irade ve kararı karşısında tükenmekten başka bir şansları olmayacaktır.

İhanet ne kadar dinç, cüretkâr, talepkar ve ısrarlı olursa olsun Türkiye’ye kendisini adamış, Türk milletini bir ve bütün yaşatma konusunda ant içmiş olan vatanseverler hiçbir habis niyet ve faaliyete geçit ve izin vermeyecektir.

Ertelenmiş vuslatlar Nevruzla saadete ermekte, gecikmiş ve rötar yapmış beklentiler Nevruzla karşılık bulmaktadır.

Ne var ki, milletimizin birliğini ve beraberliğini simgeleyen Nevruz Bayramı, zaman zaman bölücü mihraklarca kasıtlı bir şekilde yorumlanmış ve ihanet gösterilerine alet edilmek istenmiştir.

Nefret ve kinle Nevruz’u kirleten, bu tarihi bayramı lekelemeye çalışan çapulcular, çapsızlar ve çürümüşler; kaldırım taşlarını söküp provakatif eylemlerde bulunanlar kamu araçlarını taşlayanlar ve dikili ağaçlara dahi zarar verenler hadlerini iyi bilmelidirler. Hadsizliklerini bu kutlu günde milletimize zarar verecek düzeye ulaştırmamalıdırlar.

Şu kadarını söyleyebilirim ki, ortalıkta maskeyle zehir saçan bu güruha insan denilmesi en başta insanlığa hakaret ve vefasızlık olacaktır.

Bunlar Cenab-ı Allah’ın her lütfuna ve nimetine yan bakan kemgözlerdir.

Dağda ve şehirde canımıza, yol kenarlarında ağacımıza, cadde üzerinde işyerimize, sokak içlerinde evimize kast eden cani ve canavarlardır.

Bu duygu ve düşüncelerle baharın habercisi olan bu yeni gün münasebetiyle, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm vatandaşlarımızın ve Türk-İslam âleminin Nevruz Bayramı’nı içtenlikle kutluyorum.

Cenab-ı Allah’ın milletimize huzuru, mutluluğu, refahı ve kardeşçe yaşamayı nasip etmesini tüm içtenliğimle niyaz ediyorum.