Esra Filiz

Tarih: 07.08.2023 19:48

Boyutlarıyla Narsisizm: Dinboyutu

Facebook Twitter Linked-in

Narsisizme ilişkin bir başka tanım da Cemil Meriç tarafından yapılmıştır: “Her çağda ve her ülkede bir entelektüel hastalığı.”. Çevremizi biraz müşahede etmek biraz da geçmiş yaşantıları tahayyül etmek Meriç’e hak verme konusunda önemli rol oynayacaktır. Nitekim geçmişten günümüze farklı kavramlarla (kibir vb.) ifade edilmeye çalışılan narsisizm, başkalaşımı yalnızca telaffuz noktasında geçirmiş, anlam itibarı ile varlığını sürdürmeye devam etmiştir.

 

Yaşanan zamanlar ve mekânlar değişiklik gösterse de müşterek değerlerin varlığı yadsınamaz bir hakikattir. Dinlerin insanları hidayete erdirme gibi bir amacı olmakla birlikte müşterek değerleri belirginleştirme fonksiyonu da göz ardı edilmemelidir. İlk insandan günümüze değin yalan söylemek, öldürmek, kibir, hırsızlık yapmak vb. nitelikler tüm öğretilerce zemmedilmişken sevgi, paylaşma, alçakgönüllülük, yardımlaşma vb. değerler methedilmiştir. Genel bir başlık altında her ne kadar tüm din ve öğretileri kibir bağlamında incelemek mümkün olmayacaksa da bazı din ve öğretilerde narsisizme/ kibre yaklaşımın nasıl olduğundan kısaca bahsedilebilir:

 

Narsisizm kavramını dinlerin ne şekilde ele aldığına baktığımızda,İslâm literatüründe “kibir” kavramı bizleri karşılamaktadır. Narsisizm yerine kibir kavramının tercih edildiği yazınlarda kibir“kendini başkalarından üstün görme, kendine aşırı değer verme duygusu, büyüklük taslama, kendini üstün sayma ve büyüklenme”şeklinde tanımlanmaktadır. Narsisizm ve kibir kavramlarının tanımları karşılaştırıldığında ise kendini beğenme, üstün görme, büyüklenme niteliklerinin ortak bir paydada buluştuğu ve bu bağlamda bahsi geçen iki kavramın birbirinin yerine kullanıldığı söylenebilir.

 

Hıristiyan kutsal metinlerinde kınanan bir nitelik olankibir hakkındagöklerin egemenliğine yalnızca çocuk gibi alçakgönüllü olanların girebileceğine dair ifadelere yer verilmektedir. İncil’de bir başka pasajda ise kendini yücelten kişilerin alçaltılacağına, alçaltan kişilerin ise yüceltileceğine dair söylemlere rastlanmaktadır. Bu ifadelerdenanlaşılacağı üzere alçakgönüllülükHıristiyanlık özelindeelzem bir meziyet olarak kabul edilmektedir.

 

Yahudilikte kibre karşı tutum Hıristiyanlıktan farklı değildir. Tevrat’ın dua nitelikli bir pasajında mağrurca, üstten bakmak sûretiyle küçük görerek konuşan dudakların açıkça tenkit edildiği görülmektedir. Yahudi kutsal metinlerinde kötü nitelikli insanlarlanarsisizmin boyunduruğu altına girmiş insanların nitelikleri mağrurluk, zorbalık, insanlara üstten bakma noktasında örtüşmektedir. Yani Yahudilerin kutsal metinlerinde tasvir edilen kötü insan, narsist insan olarak nitelendirilmektedir.

 

Bir diğer öğreti olan Budizm’de narsisizmden arınmak için çeşitli ritüellere yer verilmektedir. Bilhassa farkındalık doktrini ile ego kontrol altına alınmaya ve narsistik duygular asgari ölçüdetutulmaya çalışılmaktadır. İçinde bulunulan anın olumsuzlamalarından uzaklaşarak farkındalık kazanmak ve bu sayede evreni daha realist bir bakış açısıyla algılayarak kaosu azaltmayı hedefleyen Budistler, narsist komplekslerinin üstesinden gelmek için böyle bir yola tevessül ederler.

 

İslam dininin de kibre ve kibirli insanlara karşı tutumuoldukça nettir. Kur’an, büyüklük sıfatının yegâne sâhibinin yüce Allah olduğunun altını çizerek kibirlenenleri eleştirmiş, îkaz etmiş, bu hasleti zemmetmiştir. Kur’an’ a göre insan,ahsen-i takvim olarak yani en güzel bir biçimde yaratılmış, üstün niteliklere sahip bir varlık olarak zikredilir. Ancak bu üstünlüğün takva ile sağlanacağı konusunda da bilgilendirilir. Kur’an, kibirli/narsist kişilerin âhiretten yana hiçbir kazancının olmadığını bildirerek kibre karşı takvâyı önceler ve takvâ sâhibi kimseleri methederek mü’minleri bu yönde motive eder.

 

Takvânın ve alçakgönüllülüğün kibre öncelendiği bir dünya tasavvuruna sahip olunabilmesi dileğiyle…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —