Adını Yunan mitolojisinde suya yansıyan görüntüsüne âşık olan Narkissos' tan alannarsisizmaşırı öz sevgi, kibir, kendini aşırı beğenme ve kendine hayran olma gibi anlamları ihtiva etmektedir.
Bireyde oluşumu bebeklik dönemine dayandırılan narsisizmin bebek ve ebeveyn arasındaki ilişkiye bağlı olarak ortaya çıktığı saptanmıştır. Zamanla birey üzerindeki etkisi ilerleyen ve içinden çıkılması güç bir hal alan narsisizm kültürünün ve kişiliğinin yaygınlaşmasına neden olan faktörler arasında insanın en iyi dostunun kendisi olduğu fikri, ebeveynlerce çocuğa sürekli her alanda birinci olma gayesinin verilmesi, aile kurumunun sonlanması, evlenip sağlıklı bireyler yetiştirme bilincinin yerini birlikte yaşama düşüncesinin alması ile birlikte sosyal medyanın bu yöndeki özendirici tutumu da sayılabilir.
İnsanların yalnızcainsan oldukları için değil de başarılarının ve kişiliklerinin ön plana alınarak değer gördüğü, tevazuun yerini kibrin aldığı günümüz dünyasında bilhassa medyanın öncülüğüyle oluşan ünlü olma arzusu zihin dünyamızda uzun zamandır varlığını sürdürmektedir. Medya insanların arzularını yerine getirmede başarılı bir rol oynayarak kısa yoldan şan, şöhret ve paraya ulaşmanın etkili bir aracı ve işlevsel bir kültürü haline gelmiştir.
Gerek yazılı gerekse görsel medyanın hızla gelişmesi sonucunda ün ve zenginlik daha belirgin bir şekle bürünmüş, gerçek kişilerce senaryosu olmayan, gerçek yaşamdan kaydedilmiş dramatik ve mizahi durumları ekrana yansıtan reality şovlar gündemde yerini almaya başlamıştır. Bu şov programlarının özel hayatın gözler önüne serilmesini normalleştirmesi de cabası.Üzücüdür ki toplum artık bu normalleşmeye,gözler önüne serilen gizli hayatları yadırgamaksızın izlemeye alışmış durumdadır.İzlenen diziler, filmler, reklamlar, insanları hep daha fazlasını isteme eğilimi ile karşı karşıya bırakmıştır. Aile, kültür, ahlak, din vb. hiçbir değere yer verilmeyen; zevkin, ihtirasın, gücün ve iktidarın temelleri üzerine oturtulan bir toplum inşa edilmeye başlanmıştır.
Görsel matbuatın, video ve sosyal paylaşım sitelerinin bilhassa çocuk ve genç yaştaki bireyleri etkisi altına almasında ve davranışlarında önemli değişikliklere sebep olmasındaki etkileri hat safhalara ulaştı. Medya vb. vasıtalarla insanlara dayatılan "Kendine iyi bak!" gibi bencilce söylemleri işite işite merkeze kendimizi aldık, çok yaşama arzusu içinde keyfimize ve kendimize iyi bakmaktan başka şey düşünemez hale getirildik.
Günümüzde herhangi bir salgın hastalıktan çok daha hızlı yayılım gösteren bu özellikler kişinin ruhî ve düşünce dünyası içinde tehlikeli olmaya başlamıştır. "Sekülerlik ve Çıkarcılık Fikri" toplumumuzun hemen her kategoriden insanını tesiri altına almıştır. Üstelik tüm bunlara maddiyat, teknolojik vb. olanaklar da eklendiğinde insanın daima diri tutulduğu bencillik ve ona götüren duygulardan kendini kurtarabilmesi epeyce zor görünmektedir.
Tüm bu zorluklara rağmen içinde yaşadığımız toplumun yeniden ıslahını sağlayabilmek, elden, dilden ve gönülden geldiği kadarıyla mücadele edebilmek dileğiyle!..
