Yüce Rabbimiz, Kuran’da iman edenlere “Arz”da yani bütün yeryüzü üzerinde kutlu bir hakimiyet vaat etmiştir. Rabbimiz’in vaadi gereği, iman edip salih amellerde bulunanlar bu dünya yurduna mirasçı olacak, İslam ahlakı dünyaya hakim olacaktır. Bu; güzelliğin, bereketin, neşenin, sevincin, aydınlığın, temizliğin, barışın, adaletin, kardeşliğin, sevginin dünyaya hakim olması demektir. Allah’a Bir ve Tek olarak samimi imanın hakim olduğu bu dönemde, tüm batıl inanç ve felsefeler, dinsiz ideolojiler yeryüzünden kalkacaktır. Yüce Allah, bu büyük hakimiyete ahir zamanda Hz. Mehdi (as)’ı vesile kılacaktır.
Hz. Mehdi (as), Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen yüzlerce mütevatir hadis ile müjdelenmiş; ahir zaman alametleri, Hz. Mehdi (as)’ın fiziksel özellikleri, zuhuru ve zuhurundan önceki ve sonraki dönem oldukça detaylı bir şekilde tarif edilmiştir. Yüce Allah’ın izniyle bu rivayetlerin Hicri 1400 itibariyle gerçekleşmiş olmasından, şu anda ahir zamanda yaşadığımız ve Hz. Mehdi (as)’ın zuhur ettiği anlaşılmaktadır. Hadislerle mutabık olarak gerçekleşen tüm alametlerden, Rabbimiz’in takdiri ile, Hz. Mehdi (as)’ın önderliğinde İslam ahlakının dünya hakimiyetinin gerçekleşmesine az bir süre kaldığı açıkça görülmektedir.
Kuran’da İslam ahlakının dünya hakimiyeti ve Mehdiyet detaylı olarak anlatılmıştır:
Büyük İslam alimleri Kuran tefsirlerinde, Hz. Mehdi (as)’a ve onun çevresindeki mümin topluluğuna işaret eden çeşitli ayetleri açıklamışlardır. Yüce Allah Kuran’da Müslümlanlara birlik olmayı emretmiş, onlara bunu farz kılmıştır. Tarih boyunca dönemin Mehdilerinin önderliğinde birlik içinde yaşayan Müslümanlar, bugün de Rabbimiz’in emri gereği bir lider önderliğinde birlik olmak zorundadırlar. Ahir zamanda Rabbimiz’in vaadi gereği birlik haline gelecek olan Müslümanların manevi lideri de Hz. Mehdi (as) olacaktır. Dolayısıyla, Müslümanların birlik olmasını anlatan her ayet Mehdiyeti anlatır.
Yüce Rabbimiz, Kuran’da bildirdiği Peygamber kıssalarında da akıl sahipleri için hikmetler olduğunu haber vermiştir. Her Peygamber, kendi devrinin Mehdisi’dir. Dolayısıyla her Peygamber kıssasında, içinde bulunduğumuz ahir zamana, yani Mehdiyete bakan işaretler bulunmaktadır. Kehf Suresi’nde, Hz. Süleyman (as) ve Hz. Zülkarneyn (as) kıssalarında Mehdiyete işaret eden ayetler olduğu ise Peygamberimiz (sav) tarafından da bildirilen bir gerçektir.
Tarih boyunca iyiler ve kötüler arasında, şeytanın taraftarlarıyla Hakkın taraftarları arasında süregelen bir mücadele olmuştur. Kuran’da Yüce Allah, bu büyük mücadeleyi tarif etmiş ve bunun örneklerini vermiştir. Adetullah gereği, ahir zamanda da deccaliyet ve Mehdiyet arasında büyük bir mücadele yaşanmaktadır. Dolayısıyla, Kuran’da bu mücadeleyi anlatan her ayet de, yine Mehdiyet’e işaret etmektedir.
Açıktır ki, Rabbimiz Kuran’daki pek çok ayetle, Mehdiyeti ve İslam ahlakının dünya hakimiyetini Müslümanlara haber vermiştir.
Hz. Mehdi (as)’ın zuhuru, diğer kutsal kitaplarda da haber verilmiş olan bir gerçektir. Tevrat ve Kitabı Mukaddes’in Mezmurlar bölümünü oluşturan Zebur, Kuran ayetleri ve Peygamber Efendimiz (sav)’in hadisleri ile mutabık olan ve zaman içinde değiştirilmeden korunmuş bölümler içermektedir. Kuran’da, “Andolsun, Biz Zikirden (Tevrat’dan) sonra Zebur’da da: “Şüphesiz Arz’a salih kullarım varisçi olacaktır” diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105) ayetiyle, Hz. Mehdi (as)’ın gelişinin ve dünya hakimiyetinin, Tevrat ve Zebur’da da müjdelendiği haber verilmektedir. Nitekim Tevrat ve Zebur’u incelediğimizde, bu gerçeğin oldukça detaylı ve Kuran ayetleri ve hadislerle mutabık şekilde bildirilmiş olduğu görülmektedir. Hak olan söz konusu bölümlerin içinde, “Maşiyah”, “Kral Mesih”, “Shiloh (gönderilmiş olan, Allah’ın armağanı)” ve çeşitli başka isimlerle Hz. Mehdi (as)’ın zuhuru ve dünya hakimiyeti anlatılmış, Hz. Mehdi (as)’ın zuhurundan önceki ve sonraki dönem de tarif edilmiştir.
Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde de, Hz. Mehdi (as)’ın zuhurunun, Allah’ın vahyi olan tüm kitaplarda haber verildiği şöyle bildirilmektedir:
Naim buyurdu ki: Ben Hz. Mehdi (as)’ı Peygamberlerin suhufunda (sahifelerde; Adem, Şit, İdris ve İbrahim Peygamberlere indirilen sahife şeklindeki kitaplarda) şöyle bulurum: “Hz. Mehdi (as)’ın amelinde ne zulüm ne de ayıp yoktur.” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 21)
Peygamberlere dair olan kitaplarda, “Hz. Mehdi (as)’ın işi zulüm ve kötülük değildir” şeklinde işaret edilmiştir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 49)
İbni Münavi diyor ki: “Danyal (as)’ın kitabında şöyle yazılıdır.”… Hz. Mehdi (as) çıkacak ve Allah-u Teala daha önce fesada uğrayanları ve iman ehlini onunla kurtaracaktır. Sünnetler onunla ihya edilecek… (Bu hadis Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman isimli kitabın Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan el yazılı bir nüshasında mevcuttur.)
Bu hadislerden anlaşılıyor ki; Mehdiyet, bütün hak dinlerin kitaplarında yer almıştır ve Müslümanlar bu kitaplara baktıklarında Hz. Mehdi (as)’ı bulacaklardır.
Dipnot:Tevrat,İncil ve Zebur tahrif edilmiştir.Tahrif edilmemiş kısımlarındaki Mehdi’ye işaret eden ayeti kerimeleri kitabımızda yer verdik.
HZ. MEHDİ (AS)’IN RUHU, ALLAH’IN YARATTIĞI ON DÖRT NURDAN BİRİDİR
İkmâlü’d-Din’de kayıt altına alındı:
İbn İdris; babası, Muhammed b. Hüseyin b. Zeyd, Hasan b. Musa, Ali b. Semâa, Ali b. Hasan b. Ribat, onun babası, Mufaddal aracılığıyla rivayet eder:
İmam Sadık [aleyhisselâm] buyurdu ki:
“Şanı yüce olan Allah mahlukatı yaratmadan on dört bin yıl önce, on dört nur yarattı ve onlar bizim ruhlarımızdır.”
Kendisine, “Ey Rasulullah’ın evladı on dört ile kastedilenler kimdir?” denilince şöyle cevap verdi:
“Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve onların soyundan gelen imamlardır. Onların sonuncusu el-Kâim [Mehdi]’dir ki gaybetinden sonra kıyam ederekDeccal’ı (manen) öldürecek, yeryüzünü her türlü zulüm ve haksızlıktan temizleyecektir.”
(Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.15, s.23)
TEVBE SURESİ’NİN 32. AYETİ AHİR ZAMANA VE HZ. MEHDİ (A.S.)’A İŞARETLER TAŞIMAKTADIR
TEVBE SURESİ, 32. AYETTEKİ VAAT, HZ. MEHDİ (AS) ZUHUR EDİNCE GERÇEKLEŞECEKTİR
“Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlayacaktır.”
Hz. İmam Sadık (a.s) Tevbe suresindeki 32. ayetle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
“Allah’a andolsun ki bu ayette zikredilen vaat henüz gerçekleşmiş değildir. Kaim (kıyam edecek olan Hz. Mehdi) zuhur edinceye kadar da bu gerçekleşmeyecektir. Kaim zuhur ettiğinde onun kıyam ve zuhurundan rahatsızlık duymayacak olan hiçbir kâfir ve müşrik kalmayacaktır. “
Kemal-üd Din ve Tamam-un Nimet, c.2, s.670.
Tevbe Suresi’nin 32. ayeti ahir zamana ve Hz. Mehdi (a.s.)’a işaretler taşımaktadır
AĞIZLARIYLA ALLAH’IN NURUNU SÖNDÜRMEK İSTİYORLAR. OYSA KAFİRLER İSTEMESE DE ALLAH, KENDİ NURUNU TAMAMLAMAKTAN BAŞKASINI İSTEMİYOR.
(Tevbe Suresi, 32)
1.Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar… (Tevbe Suresi, 32)
Allah’a iman etmeyen, materyalist ve ateist zihniyete sahip kişiler İslam ahlakının yeryüzüne yayılmasını var güçleriyle engellemeye çalışmaktadırlar. Bu kişiler özellikle geçtiğimiz yüzyılda evrim teorisi gibi hiçbir bilimsel delile dayanmayan bir safsatayla insanları kainatın tesadüfen oluştuğu şeklindeki akla ve mantığa aykırı bir yalana zorla inandırmayı kendilerine vazife edinmişlerdir. Allah’ın bütün kainatı yoktan yarattığı gerçeğini maddi-manevi her türlü imkanlarını seferber ederek bütün insanlardan kendilerince saklamayı ve insanları Allah inancından uzaklaştırmayı öncelikli hedef edinmişlerdir. Bu şekilde güya İslamiyet’in yayılmasını, büyümesini durduracaklarını sanmışlardır.
2.Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe Suresi, 32)
Oysa ki İslam dini Allah’ın kulları için seçip beğendiği, kıyamete kadar geçerli olan son hak dindir, Allah’ın nurudur. İçinde bulunduğumuz yüzyıl da İslamiyet’in şahlanacağı yüzyıldır.
Allah her yeri sarıp kuşatmıştır, dolayısıyla Allah’ın nuru da her yeri kaplamıştır. İslam ahlakı günümüzde hızla yayılmakta, dünyanın dört bir yanında insanlar akın akın İslamiyet’i kabul etmektedirler. İman etmeyenler her ne kadar istemeseler de, İslam ahlakının yayılmaması için çaba gösterseler de Allah kendi dinini yeryüzünde yerleşik kılacaktır ve Kendi nurunu tamamlayacaktır. Buna engel olmaya hiç kimsenin gücü asla yetmeyecektir.
İslam ahlakının dünya hakimiyeti Allah’ın kaderde yazdığı bir müjdedir ve Allah hak kitabımız olan Kuran-ı Kerim’de de bütün müminleri bu vaadiyle müjdelemektedir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!