Yani bugün 7 Kasım 2018.. Yani Erzincan'da kalp krizi sonucu aramızda ayrılan ve 'Öztürk Polat Erken Veda Etti' başlıklı kara haberi ilk yazarken Öztürk'ün de benim ağır bir trafik kazası geçirdiğim Erzincan'da bu dünyada ansızın çekip giderken, ben Erzincan'da ki o ağır kaza sonrası ölmemiş, adeta morgdan çıkıp, yeniden yaşama sarıldığım o günmüş ve üzerinde 4 yıl geçmiş.. Birini elimle toprağa verip, diğerini elimden kaçırdığım kuşlarımın yerine aldığım iki yeni muhabbet kuşumun gece geç saatlere kadar uyumadığımı gördükleri halde eski kuşlarımdan daha çok benimle muhabbet etmek için sabahın ilk ışıkları pencereme vurur, vurmaz seslenip, 'Yeter uyuduğun kalk memleket haber bekliyor' dercesine daha yeni uykuya geçmişken beni yatağımda uyandırdıkları bugün, 7 Kasım'mış. Evet, her sabah olduğu gibi bugüne uyanır uyanmaz baktığım Facebook sayfama düşen anılarda bugünün o gün olduğunu hatırlarken Öztürk Polat'ın da Erzincan'da rahatsızlanıp, kalp krizi geçirdiğini ama maalesef onun benim gibi direnemediğini düşünüyor, üzülüyor, ağlamamak için alan değiştiriyordum.. Yani 'Öztürk gel hele kendisini Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Orhan Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oktay Akbal sanan yada Ayşe Kulin veya Aslı Tohumcu, Berrak Yurdakul, Buket Uzuner, Elif Key, Figen Şakacı, Hatice Meryem, Latife Tekin sanan köprü altılara bir kültür sokağı açalım da tanınsın, bilinsin adam, insan sanılsınlar' diyerek tanıtım günlerinde büyük emek verenlerden Öztürk Polat'ın da kaderi kaza geçirdiğim Erzincan'mış.. Ama bu kazanın öncesi ve sonrası onca alçağa, bunca zor maddi ve manen bu zor hayata hatta gazetecilikteki gibi onca aşklara, bıçaklandığım, kurşun yediğim kavgalara ve üzerimde geçip bacağımı kıran traktörün, devrilen kamyonun altında çıktığı gibi Erzincan'da da geçirdiğim o ölümlü kazaya direndiğimi bildiği halde.. Ve kendisinin kalpten gelen bir sarsıntıya direnmediği gibi hem de habersiz, erkenden kendisini seven eşine, çocuklarına, bizlere, binlerce oy aldığı seçmene veda edip, çekip gittiğini anımsarken 'Vay be Öztürk benim ölmediğim Erzincan'da sen nasıl ölürsün' diye ona kızarken, kendi kendime de mırıldanıyor 'ah be boş dünya' diyerek yüreğimde ki dağları titreten bir of çekiyorum. Yani İstanbul'u olduğu gibi ülkeyi ve dünyayı sallayan O ilk Ardahan'ı Tanıtım Günlerine hazırlanırken 'arkadaşım, siyasi paydaşım, hemşerim 'Hele gel yetiş' diye telefonla aradığım Öztürk Polat'ın ağır bir kaza geçirip, benim ölmediğim Erzincan'da o ölüme teslim olmuş olduğunu şimdi, bugün hüzünle, üzüntüyle her iki olayı bir birine bağdaştırıp, acı acı hatırlıyorum. Ve bugün 7 Kasım 2022.. Yani 7 Kasım 2018'de 2 milyon insanın bir araya getirildiği, ulusal medyanın yanı sıra dünya basını tarafından gündeme taşınan ama bugün yeniden kahve karışımlı dernek merkezlerine, mahalle pazarlarına kadar geri düşen O ilk ve son Ardahan Tanıtım Günlerini yaptıktan sonra memlekete giderken Erzincan'da trafik kazası geçirdiğim niye ölmedi diyen bir kaç şerefsizin yanı sıra onca seveni üzdüğüm gün. Ve bugün ne yapılırsa yapılsın o gün yaşananları yaşatamayanların organizatörlerden gelecek paranı derdinde olduğunu görüp, acı acı gülüp, üzülürken Ardahan adına düzenlediğimiz Ardahan Tanıtım Günlerinde bir ilki daha birlikte gerçekleştirdiğimiz Kültür Sokağını oluşturduğumuz Öztürk Polat'ında kardeşim Deniz gibi beni bırakıp gittiklerini hatırlatan bir gün Yani bugün 7 Kasım 2022 ve 7 Kasım 2018 bugün..
Yorumlar