Tabi sevgiyle yüzümüzü saran havlu bir kenara bırakıp, başına geçtiğimiz soframıza gelen ile kahvaltımızı yaparken karşımızda olan kimse onuna dün yaşananları değerlendirip, bugün yapılacakları konuşken ya çalan bir telefonla yada son dakika gelen bir haber ile az önce gece uykusuyla kendisine gelmiş, soğuk su ile renklenmiş yüz hattının yeniden gerilir, gözleriniz yerinde çıkacakmışçasına şaşlaşıp, çatan kaşlarınızla yemeye hazırlandığınız lokma boğazınızda kala kalır.. Yada sol yanınızda olan ve aşk dahil işler istediğiniz şekilde yolunda giderken çokta ilgilenmediğiniz o sizi hayata bağlayan kalbin atışları duyduklarınızla kızaran kulaklarınıza çan sesi gibi gelir ve sevgiyle saran o kollarınız fersiz kalıp, bir anda yanınıza düşer..Ve tıp'ta adına kriz denen normalde şok adı verilen bir his içinde acil müdahale için kendinizi veya karşınızdakini, yanınızdakini, uzaktakine ulaşmaya çalışıp ortamı toparlamaya çalışır, çalıştıkça da adeta  ayaklarınıza dolanan ellerinizle birlikte şaşırır, ne yapacağınızı düşünmeden bazen de saçmalarsınız.. Evet, bu anlattıklarım bir insan içinde olabilir, bir toplum, bir parti hatta ülke ve bir anda gelen bir haber ile 'göktaşı çarpacak, nükleer santral patladı, pandemi oldu gibi vb.' örnekleri ile beklenmedik bir anda şok içinde paniklenen tüm dünya için geçerli bir durum. Bunun en son örneği % 180'leri bulan ekonomik krize rağmen yani az önce her şey yolunda gibi görünürken bir anda yaşanan depremle bir yanı yerle bir olan ülkem kan ağlarken partilerin sahasında olduğu siyaset arenasında yaşanan Akşener olayını gösterebiliriz. Gerçi, 'Dikkat edin İstanbul'un da aralarında olduğu ülkede her an yeni bir deprem yada beklenmedik yeni siyasi bir cinayet olabilir!' denerek  dikkat çekici uyarıların canlı yayınlarda, sabah ki haber programlarında yapılıp, patlamaya hazır bir yanardağ olan bizleri germeye devan ederken 'Hükümet istifa' diye haykıran statlarından birinde halkları karşı karşıya getiren olayların şokunun da daha yeni yaşadık. İşte tam bu anda anında müdahale çok önemli bir durumdur. Çünkü yaşanan her şok eden olaylara, durumlara karşı alınacak önlemlerin çokta alınmadığı bir ülkede sonraki müdahaleler sonradan yapılan pansumanlarla toparlanmaya çalışılsa da çadırların satıldığı haberleri ile gündemde olan depremlerde yıkılıp, kırılanlar gibi hiçbir şeyin eskisi olmadığı da diğer bir gerçek.. Bununda en son örneği 6'lı masada kalkarak, siyasi arenada büyük bir deprem yaratan ve bugün 8 Mart günlerini kutladığımız kadınlardan biri olan Meral Akşener'in önce 6'lı masaya akabinde başta muhalif kanada olmak üzere ülkenin büyük bölümüne yaratığı şok idi.Ve o şok ardından başta İmamoğlu ve Yavaş olmak üzere bir çokları tarafından yapılan müdahalelerin nasıl bir sonuç vereceğini hep birlikte göreceğiz, içinde beklenmedik siyasi cinayetler, pamuk ipliğiyle tutunma çalışan halkları karşı karşıya getirecek toplumsal olaylar olan yeni şoklar yaşamamak umuduyla.. Ha unutmadan.. Depremler ardından bir kişinin bile istifa etmediği ülkede, Kavala ve Demrtaş'ın haksız yere hapiste tutulduğunu teyit eden kararlar veren Anayasa Mahkemesini, HDP'yi başında TC. bulunan TTB fibi stkları kapatın diyen Bahçeli görmezse de bu ülkede milyonların kalbinde olan AMED Spor'a yapılanların yaşandığı kentte 'bir kaç stat görevlisini açığa aldım' diyenlerin Sivas'ta ki gibi bir gün önceden otel önünde başlayan olayların nereye gideceğini görmeyen yada görüp umursamayan emirlerinde ki valiye gerekli ve asıl müdahaleyi yapması gerekir diye beklediğini de hatırlatırım.