Başta cebimizi yakan dolar ve Euro gibi bizleri adeta yakıp  kavuran sıcaklıkları sormakla sohbete başlayıp, hal hatır sorarak, oğlunun kanser hastalığı ve ilik rahatsızlığı konusunda ülkenin önemli doktorlarından biri olduğunu da öğrendiğim emekli eğitim müdürü Hasan Dal ile sohbet ederken bu ülkede insanların üç maymunu oynadıkları konusunda yapılan eleştirilerin çokta yerinde olmadığını anlıyordum. Çünkü hemşerim yazar Levent Gültekin gibi bizim söylediklerimizi, muhalefetin anlatmaya çalıştığı onca sorunu bizden daha iyi bildiklerini ama gerek bir gece değil de bir sabah evinin kapısının çalınacağından çekinilen bir toplum haline getirildiğimizi ama bunlara rağmen yaşanan bunca olumsuzluklar karşısında toplumun tüm fertlerinin mırıldandığını bunu da gerek aşağıdaki paylaşım gibi üstü kapalı ama gönderilmeli mesajlarla, gerekirse 'üç maymunu oynuyorsun eleştirisiyle karşı karşıya kalsa da, susmayı tercih ediyor. Evet Ekrem İmamoğlu'nun partinin üst düzey yetkilileriyle yaptığı gizli zoom görüşmesi ve bu gidişle Meral anasının yanına yani İYİ Parti'ye gideceğini de görüp, anladığım bir esnada CHP'yi karıştıran O mesaj gibi Hasan Dal tarafından gönderilen ve hem mevcut iktidarın, gerekse muhalefetin durumunu ortaya koyan mesajı sizin de okumanızı ve bugün yaşananları, yapılması gerekenleri değerlendirmeniz ve okuduktan, dinledikten sonra bugünki Eset, Esat değil dünkü Esat paşa'nın döneminde yani bin yıl önce yaşanan bir meseleyi anlatan bu darbı meselesini sizinle de paylaşıyor ve halimizi ortaya koyan durum mu acaba diye soruyorum. KÜÇÜK BAŞ HAYVAN OLAN KUZULARIN DERİLERİNİ YÜZÜP CANLARINI ALMAK YERİNE KOÇ`LARIN YÜNLERİNİ KIRPMAYI BİLİRSENİZ BOŞALAN HAZİNENİZ TEKRAR BAŞA KADAR DOLAR.. DEDİKTEN SONRA...!             Rivayete göre Şam valisiEsat paşa sıfırı tüketir ve hazine boşalır.Büyük sıkıntıya düşer.Danışmanları çare olarakŞam’daki dokumacılara fazladan vergi koymasını Tavsiye eder. Bu tavsiye üzerineEsat paşa danışmanlarınaBöyle bir vergi koyarsak ne kadar gelirElde ederiz der..?"Elli veya atmış kese altın elde ederiz" derler. Bunun üzerineEsat Paşa"Bu insanlar zaten zar zor ayakta duruyor.Bu vergiyi nasıl ödeyecekler diye sorar.? "Evlerindeki altınları ve mücevherleri Satarlar Paşam” diye cevap verirler.Esat Paşa “ Ben bu meblağı daha güzel bir yöntemleElde etsem nasıl olur diye sorar.?Danışmanları sessizliğe bürünür.Ertesi gün paşa müftüye bir davetGöndererek gece gizlice buluşalım der.Müftü gece paşanın yanına gelir. Paşa "Müftü efendi!Bize ulaşan bilgilere göre özel hayatındaŞeriata aykırı davranıyor ve evinde gizlice İçki İçiyormuşsun.Bu durumu İstanbul’a bildirmem gerek.Ancak önceden seni haberdar edeyim edim" der.Bunu duyan müftü efendi paşayaYalvarmaya başlar. İstanbul’a haber vermemesi için paşaya 1000 Mecidiye vermeyi teklif eder.Paşa kabul etmez.Müftü iki katını teklif eder.Paşa yine kabul etmez.Sonunda 6 bin mecidiyede anlaşırlar.Sonraki günEsat paşa Kadı efendiyi davet eder. "Kadı Efendi!Rüşvet aldığın ve makamını şahsi menfaatin için Kullandığına dair güvenilir kaynaklardan elimize Bilgi ulaştı der..!Bu sefer Kadı Efendi paşaya yalvarmaya başlar."Aman efendim beni görevimden almayın, İnsanlara rezil olurum” diyerekMüftü efendi gibiEsat paşa ile pazarlığa başlar.Kadı ile de 6 bin mecidiyede anlaşırlar. Sonra sırasıyla defterdar, karakol komutanı, esnaf Ağası ve büyük zenginleri tek tek davet eder.Bu operasyonun sonundaEsat paşa tam 200 kese mecidiye altını toplar.Arkasından danışmanlarını çağırır"Şam halkına vergi koyduğumu falanDuydunuz mu" diye sorar.?"Hayır paşam duymadık" derler. "Bakın hiçbir vergi koymamama rağmen 50 yerine 200 kese mecidiye altını topladım" der."Bunu nasıl yaptınız Paşam..?"Diye sorduklarında kuzuların derilerini Yüzmektense koçların yünlerini kırpmakDaha iyidir” der.!