Çünkü sizin beş dakikaya ya da başlığına bakıp, geçtiğiniz O yazıların en kısasının en az bir saat içinde yazıldığını biliyor musunuz bilmem ama buna birde yazılan yazının düzelmesi ve sanalda paylaşımı için geçen dakikaları da eklemeyi unutmayın lütfen.Evet, cumartesi günleri yazmayı pazara alıp, 36 yıla yakındır hemen her gün yazmaya devam ettiğim günlük yazılardan birini daha yazarken sona geldiğimde bir değil, 4 konuyu dört yazıya döktüğümü görüp, geride kalan dakikaların 4 saat olmazsa da 180 dakika olduğunu anlayıp, bugünkü 4 yazımı 'Günün Yorumu' olarak okuyacağınızı umduğum siz okurlara bırakıp, bu kez TEMPO TV'de yayınladığımız GAZETECİLERLE GÜNDEM adlı programıma yetişmek için yeniden yollara revan oluyordum. Gelelim bugünkü yazılarıma.. Ardahan Suları.. Köyüm olan Küçük Sütlüce (Şişka-Küçük Harziyan) köyünün de aralarında olduğu Ardahan'da yapılan ikinci GES, Güneş Enerjisi Santralinin kurulduğu şu günlerde Posof ve Çıldır’dan sonra Hanak’ta da yapılmaya devam eden HES Barajlarına bir yenisi daha ekleniyor.. Koyunpınar (Saskara) köylülerini ayaklandıran bu yeni barajın yanı başında hem de geçtiğimiz günlerde rahmetli olan bir Hanakl'ı iş adamı (Necati Ünal) tarafından yapılan diğer HES Barajı gibi Posof ve Çıldır’da yapılan ve Kura Nehrini de alt üst ederek bu barajlarda (Göl Balıkçılığı) balık avının bile yapılmadığı, yasak olduğunu biliyor musunuz? Bilmem ama temel çalışmalarının başlamasına ramak kalınan Beşikkaya HES Barajı için hiçbir tepki olmazken, Ardahan doğasını fotoğraflayıp, sanal ortamda paylaşanların nerede olduğunu merak etmiyor değilim.Çünkü karların eridiği günlerde adeta sanal denizlerin oluştuğu Ardahan’daki suların HES’ler aracılığıyla gemlenmek ve çalınmak istendiğini Selfi'e için onca fotoğrafı çekenlerin anlamadığını anlıyoruz. Ardahan sularının, doğasının Ardahan'lılardan çalındığını görmeyenlerin yarın adına 'Ardahan denizi' dediklerini bugün kalede 5 türkü karşılığından 500 Bin TL.'nin Musa Eroğlu'na sunulduğu kalede cırtık atma derdinden göremeyeceklerini şimdiden söylemek ve biri özel ikincisi SERKA tarafından yapılan GES'ler desteklenmeli, HES’lere karşı çıkmak gerekir derim.. **Çırtık Evi..Resmi adı İstanbullular Ardahan Derneği olan, Kod adı ise Ardahan Kültür Evi olan İstanbul Esenyurt’taki Ardahan Evi’nin Ardahanlıların değil, adlarına diaspora dediğim küçük bir grubun olduğu yönündeki iddiaların gün geçtikçe gerçeklik kazanması üzücü bir durum.. Bir iki kişinin belediyede ihale kapmak, diğer birkaç kişinin birkaç siyasetçiye yaranmak, bir diğerlerinin 'ben olmasam gerisi tufan' hesapları yapmak için yarıştığı görülen kültür evinin yerel ağızla cırtık atanlar evi olması binlerce Ardahanlının yaşadığı Esenyurt’taki Ardahanlıları da derinden üzüp, etkilediğini görmek ve bunun önüne geçmek gerekir diye düşünüyorum...Bunun da yolu şu an başkan olan ve bize göre Ardahan toplumunda hala bir değeri olan mevcut başkanın bir an önce kongreye gidip, yönetiminde değişikliğe gitmesidir. **Kemikler İncelensin..Yeni bir kaymakamın daha aldığı valilik rütbesiyle geldiği Arddahan'da bir dönem valilik yapan eski poılis Hasan Özdemir..Olay: Halilefendi’de bulunan ve Ermenilerin katlettiği ileri sürülen Türklere ait denilen mezarlıkta dışarı taşan insan kemikleri..Tarih: 24 Nisan.. Hep aynı iddialar ve saklamalar, alakasız insanların tarihçilerin, bilim adamlarının yerine konuşması..Biz gazetecilerinde koşa koşa gittiği Halilefendi Mahallesindeki toplu mezar denilen alanda Gazeteci bir fotoğraf çekiyor..O zamanın merkez cami imamı, bir dönemde Kızılay Ardahan Şube Başkanı Ahmet Ballı’nın elinde bir insan kafatası karesi..Ve haberin başlığı; **YA ERMENİ KEMİĞİ OLDUĞU ANLAŞILIRSA!Evet, Gazetecinin (Fakir Yılmaz) o gün yani 100 yıldan fazladır tartışılan Ermeni ve Türk iddialarıyla ilgili yaptığı haberde aynen şöyle sesleniyordu.. Bırakın, kafatasçı tarihçileri, lobileri bilim gelişmiş tıp çözer bu işi.. Kemiklerin DNA’sı incelensin kimin kimi kırdığı ortaya çıksın..Bu haberi okuyan Vali Özdemir kazıyı durdurmuş, adeta, 'karıştırmayın, haberde dediği gibi bir DNA testi yapılmaya kalkışılsa ne olacağı belli olmaz' demişti..Yanlış mı?Haydi o zaman DNA testine.. **Yazılmayanlar..Başta internet üzerin den olmak üzere yerelde gazetecilik yapan onca yayın organı olan Ardahan’da yaşanan sorunların yeterince gündeme gelip, gelmediğine baktığımız da kiminin kaz geceleri, seçim günlerin de gündeme gelen derneklerden çıkmadığı, kiminin ise resmi kurum sitelerinden çalıp, al/yapıştırla sözüm ona gazetecilik yaptığını görüyoruz. Kimini ise beş on gazete basarak resmi ilan alma dışında gazetecilik yapmadığı Ardahan’da en acı diğer önemli bir konu ise olağanüstü bozuk yollarda evlerine gelip gidenlerin bu bozuk yolları ve onca sorunu haber olarak görmediğine şahit olmaktayız..Ardahan’da yaşananları yazmayıp gazetecilik yapanların da ayrı bir sorun olduğunu bu kentte bu duruma en çok memnun olanlar ise siyasetçiler ve valilik dahil rütbe alıp, kısa sürede çekip, giden kurum amirleridir.
Yorumlar