Ardahan misali yoksul ve bin bir sorunla baş başa bulunan Diyarbakır'ın ciğerini tanıtma adı altında mecliste bol dumanlı partilerde leyeler gibi AREV'de ne iyi gününde ne de kötü gününde yanın da oluğunu görmediğimiz Ardahan'ı lüks partili gecelerde, toplantılarda ve sonucu açıklanmayan bol paralı sözde eğitim kampanyalarla kurtarmaya çalışırken bir milletvekilin kürsüsünde yere yığılıp, öldüğü sırada mecliste verilen ciğer partisini düzenleyen kadın vekilin kendisini savunurken kırdığı pot ciğeri beş para etmez bir açıklamaydı.

Çıktığı meclis kürsünde söylediği "Tarihin azabından kurtulsanız, Allah'ın gazabından kurtulamayacaksınız' dedikten sonra geçirdiği kalp krizi sonucu kürsüde yığılıp yere düşen ve hayata veda eden Kocaeli Saadet Partisi Milletvekili Hüseyin Bitmezi'in öldüğü bütçe görüşmeleri devam ederken AKP Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, Meclis bahçesinde mangal partisi düzenleyip, 'AB'nin yolu orada geçer' denilen Diyarbakır’ın yöresel yemeği olan bol dumanlı mangalda yaptığı ciğer ikramı tepki alınca sayın kadın vekilden bir açıklama gelmiş.

Onca geceler de, bol sosyeteci toplantılarda burs yada başka ad verilerek toplanan paracıkların hesabı soruduğunda sus/pus olan AREV'in yapamadığını yapan Ataman’ın sosyal medyadan bu anları paylaşmasına çok sayıda eleştiri gelince söz konusu eleştirilere şunları söylemiş.

“Ben gösterişten asırlarca uzak kalmış Diyarbakır halkının malumu, bir ailenin Mahmut AĞANIN kızıyım. Mecliste bütçe görüşmeleri esnasında her partiden Milletvekillerinin yaptığı gibi ben de bir ikramda bulunmak istedim. Meclis işleyişi içinde ikram günüm Salı günü akşam 18:00 olmasına rağmen bir muhterem Milletvekilimizin meclis kürsüsünde rahatsızlanması nedeniyle ikramımızı ertesi gün yani çarşamba günü saat 14:00’e erteledik. Tüm parti gruplarını ve meclis çalışanlarını kapsayacak şekilde Diyarbakırımızın coğrafi işaretli ürünlerini ikram etmek üzere hazırlıklarımızı yaptık. Yaptığımız bu ikramda gösteriş yoktur alayiş yoktur.

Bu ülke insanına has misafirperverlik vardır ve bir Diyarbakırlı olarak misafiri olan hürmetimiz gereği doğal olarak hemen herkesle de bire bir ilgilendim. Bütün parti gruplarının davetimize icabet etmesinden de çok mutlu oldum. Gerçi böyle bir iddiada bulunulmadı ama ben yine de söyleyeyim. Sosyal medyada ve bazı basın yayın organlarında ima edilmeye çalışılan kasıtlı haberlerin aksine Kamu kaynaklarının bir kuruşu dahi bu işe dahil edilmemiştir. Herkes bilir ki; benim karakterim ve asaletim böyle bir şeye müsaade etmez.

İyi niyetle meselenin farkında olmadan tenkitte bulunan vatandaşlara arkadaşlara saygı çerçevesinde bunu arz etmeyi uygun gördüm.”Sayın Ağanın kızının bu açıklamasına bakınca Ardahan'ın da içinde olduğu , yoksul öğrencileri, çocuklarının tatillerini kaz çobanlığı yaptığı doğu ve güneydoğudaki Ağalara ve o ağaların kazcı torunları değil mi bu memleketin bu halde olmasına diye sorarak bitirelim yazımızı 'Memleketi kurtarma adına kaz çiftliği kurdum' diyen ama bu çiftliğin nerede kurduğu belli olmayan ve sosyete şuarası gibi Afyon'dan, Trakya'dan getirdikleri kaz ve inek etlerini Ardahan kazı, eti diye yutturduğu ileri sürülen Hoçvanlı, ne mezunu olduğunu merak ettiğimiz büyük eğitimci Arev'in başkandan bugüne dek topladığı paracıklar konusunda hesap verecek mi diye beklerken..