Bu nedenle; Yaklaşan yerel seçimler öncesi bunu AK Parti’ye hissettirecek bir sonuç çıkması için solun yanı sıra demokrasi ve adalet isteyen DEM (HDP) ve CHP’ye büyük görev düşüyor.
Demokrasinin getirdiği avantajla iktidar olup, sonra da şımartan bir öz güvenle “Her şeyi ben bilirim” anlayışıyla kendisinin yanlışlarını görenleri, kendisinden olmayanları hain, düşman ve “Bizden değil” diyerek öteleyen AK Partinin kendisine gelmesi ve gerçek anlamdaki demokrasiyi hatırlaması için önümüzdeki seçimlerde kendisini daha da şımartan bir sonuç almaması gerektiğini, kamuoyunda yüksek perdeden olmasa da mırıldanarak dillendirildiği bir gerçektir.
Bunu da yapacak olan ve ortaya koyacakların samimi bir iş birliği ve demokrasi yetmedi, adalet için mücadele ettiklerini iddia eden tüm güçler ile DEM (HDP) ve CHP’nin arka kapılarda değil, alenen yani kamuoyu önünde açıkça iş birliklerinden geçer.
Bu güne kadar gördüğümüz ve beklediğimiz bu manzarayı yani DEM (HDP) ve CHP’nin açık iş birliğinin olamaması, her geçen gün biraz daha demokrasiden uzaklaştığı iddia edilen ve tek adamlıkla suçlanan Erdoğan ile başında olduğu AK Partiye yararken, gerçek anlamda ve özlenen demokrasiye zarar verdiği de bir gerçektir.
AK Parti’ye ve samimi anlamda demokrasi taraftarı olan herkesin başta demokrasinin imkanları ile iktidar olan ve bir darbe girişimine maruz kalan ama çoğunlukta demokrasi yanlıları olanların karşı çıkma cesareti gösterdiği için iktidara ve siyasete devam eden AK Partiye demokrasiyi hatırlatmak, adaletin olmazsa olmazı olduğunu söylemek için başta DEM (HDP) ve CHP’ye olmak üzere AK Partili seçmeninde içinde olduğu herkese demokrasi adına iş birliği şart olduğunu hatırlatan adım ve girişimlere ihtiyaç vardır.
Bunun içinde AK Partiye karşı arka kapılarda gizli pazarlıklar yaparak değil, yasal ve resmi olan CHP, DEM (HDP) ile AK Parti ve MHP gibi kamuoyu önünde poz verip, alenen işbirliği yapmalıdırlar, hatta daha ileri gidip, yüksek sesle ittifak yaptıklarını söyleyip arka kapılarda değil kamuoyu önünde seçimlere girdiklerini deklare etmelidirler.
Aksine “Ya kardeşim bu halk, bu seçmen yine AK Partiye oy verdi” der ve İBB dahil olanı da kaybedeceğiniz gibi beş yıl daha beklemek zorunda kalırsınız.
Tabi demokrasi gibi siz de yerinizde kala kalırsanız... Sonuç olarak; İktidar partisi AK Partinin demokrasiyi ve adaleti hatırlaması için önümüzdeki yerel seçimler son olmasa da önemli bir fırsattır.
Bunun içinde DEM (HDP) ve CHP’nin gına getiren gizli pazarlıklara son verip, “Evet biz iki parti ittifak yapıyoruz, yanımızda da RÜTÜK Üyeliği alan, parti içinden gelen, giden paraların hesabı sorulan, istifalarla sarsılan hiçte iyi olmayan İYİ Parti var” diyerek cesaretli ve cesur çıkışlarına ihtiyaç var..
Yani CHP’nin, Erdoğan’ın “Terör uzantısı siyasi parti ile iş birliği yapıyorlar demesinden ve CHP’nin içindeki ulusalcılardan korkup, Erdoğan'a 'Sende Oslo'ya adam gönderdin' demeyi bir kenara bırakıp, çekinmeden “HDP ile iş birliği içindeyiz” demeli ve buna da CHP ile iş birliği yapan İYİ Partide görmelidir.
DEM (HDP) nin ise tüm baskılara, tutuklamalara ve başta havuz medyasınca olmak üzere yok saymalara rağmen “Ayaktayım, oyum artıyor, başta Güneydoğu da olmak üzere batıda güçlüyüm” derken CHP ile ittifak içindeyiz de demelidir..
Yoksa arka kapı görüşmeleri, gizli pazarlıklar ile ne CHP’nin nede DEM (HDP)’nin seçmenin etkileyemez, oy alamazsınız. Buna “Şımardı, kendi yavrularını bile yiyor, başkanken aday gösterilmeyen yerlerine başkalarını aday gösteren bir anlayış şımarıklığı içinde olan, metal yorgunluk içinde olan ancak Erdoğan’ın liderlik versiyonu ile partim oy alıyor, yoksa partim kazanamaz” diyen yeni bir arayışta olan ve dengeyi sağlayacak olan bir sonuç beklentisinde olan AK Partili seçmenini de katabiliriz..
Ya da adı geçen iki parti yani DEM (HDP) ve CHP ortaya çıkıp, ‘Yok kardeşim bir işbirliğimiz. Biz ayrı partiyiz ve seçimlere kendi adaylarımızla gidiyoruz’ diyerek seçmenin oyunun rengini netleştirmesine yardımcı olmalıdırlar…