Çünkü dünkü 'Siz Oy, Cemaat Parti Arıyor..' başlıklı yazım ve 36 Yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda ele aldığım onca yazıları hayal edip, bugüne kadar gerçekleştiremediğim kitabım için toparlama fırsatı bulsam bu yazılarımın birçoğunda bugünlerde bir hayli tartışılan ancak başta gözleri Irak, Suriye ve DEM'ye çevirten cetvellerle sınırımızı gösterip, birer askeri uzman kesilerek, haritalar çizen havuz medyası olmak üzere nedense hiçte konu edilmeyen Fethullah Gülen pardon 'Feto' ve cemaatiyle ilgili bunları hatırlatan, rahatsız edici yazılarıma rastlanacağını biliyorum.

Evet, gazeteciliğe ilk adımı attığım yıllarda kurşunla dizilen harflerle çıkardığımız gazetelerde ve bugüne kadarki onca yazımda dikkat çektiğim bu cemaatin gün gelecek İran'daki Humeyni devrimini gerçekleştirmek için gerektiğinde matbaamda eriyip, harf, yazı olan kurşunu değil, gerçek kurşunlarla adım atacağıydı...

Ve bu iddialarımı Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü günlerde ve Kamer Genç'inde bulunduğu mecliste çoğunluğu alan AK Parti'nin İnsan Hakları, Hak, Hukuk, Adalet kısacası tam demokrasi hatta yetmez barış süreci, Avrupa Birliği dediği ilk yıllarında daha da çok dillendirmiş, adeta bugün yaşananlara dikkat çekmiştim.

Çünkü biliyordum ki; Fetullah Gülen ve benzerlerinin bölgedeki ülkeleri idare etmek isteyenlerin parasal, hatta silah olarak destekleyen ABD ve batı emperyalist ülkelerin aynı bölgede etkisi çok büyük olan dini kullanıp, kendilerine yakın birilerini iktidarları yoluyla aslında İran gibi ülkeleri ele geçirmek, topluma 'Kahrolsun Amerika' diye bağırtırken aslında Amerikaların kuklası olan mollalar misali bir yönetimle ülke idare etme hayalini taşıyanların hep yanında olduğunu..

Neyse geriye gidip, başınızı ağrıtmadan ve en önemlisi bunların amacının ve çalışma şekillerini Ardahan'da Gülen'in gazetesinin ilk muhabirlerinden olan ve bugün hala ajanslık yapanlara sorun deyip geçerken asıl konuya, Gülen'in bugün bizleri nasıl birilerine mahkûm ettirip, 'Yönetimde onlar ya da ülke ve ailece en büyük zulmünü gördüğümüz botlar olmaktansa yine bunlar olsun..' dedirtmeye zorda bıraktığına gelmek istiyorum...

Çünkü dün demokrasi nedir'i bilmeyenlerin, hatta komünistlikle, anarşistlikle suçlayanlar bugün daha öncekilerden olduğu gibi en az 7 milyon oy alıp, kendisinden önce mecliste çoğunluğu sağlayan DEM gibi partilere yüklenen Bahçeli gibi neredeyse devrimci kesilip, bizlerden en iyi demokrat hatta Deniz Gezmiş'lerden daha 'Kahrolsun Amerika' dediğini de gülümseyerek izliyoruz.

Ama yalandan ve Pentagon anlaşmalı odacıklarında kurulan masacıklarda Amerika karşıtı kesilip, aslında hiç sevmedikleri demokrasiyi kullanıp, asıl amaçlarına yol açılmasını sağlayan Gülen ve ona benzer cemaatlerinin ülkeyi, hazineyi ele geçirme planlarına yani birilerinin asıl hedeflerine hizmetten öte bir şey değildir bugün yapılanlar. Ve bunun en son örneği cami altı, mahalle aralarındaki Kur'an kursu, Abla evi, öğrenci yurdu adı altında yerlerde oluşturdukları hava ile toplumu, 'iki arada bir derede' bırakan Mumcu, Kamer Genç gibilerinin yıllar öncede işaret ettiği bunların önce toplumları bölmek, halkları birbirine düşman etmek sonra 15 Temmuz'daki gibi yakaladıkları ilk fırsatta cuntacılığa bile kalkışmalarıdır...

Kısacası bu ülkede ve bölgede amaçlarını açıkça değil, Allah, Kur'an denilince samimi insanların saygı duyduğu dinle, inançla perdeleyip, ülke yönetimini ele geçirme hesapları yapanların asıl hedeflerinin bir diğeri de ülkenin parasal kaynaklarını ele geçirmek olduğunu, herkesin bilmesini, anlamasını isterim.

Gülen ve cemaatinin bu amaçlarına ulaşmak için dün olduğu gibi bugün de gerçek demokratları, gerçek demokrasi mücadelesi verenleri de bu tür yollarla zorda bırakıp, oynanan karanlık oyunlardan bihaber toplumun büyük kesimine 'kötünün iyisi' dedirterek kullandığını da bilmek gerekir..

Evet bugün yaşananlar dolayısıyla Hoca Efendi'ye, Gülen'e pardon Feto'ya okkalı bir küfür edesim gelse de yine kendimi tutup, her iki tarafın oyununa gelmek istemiyorum.

Çünkü dün bilerek, bilmeyerek önünde diz çökenlerin bugün 'Allah bizi affetsin' diyenlere yani Gülen'e ve cemaatine küfür edenlere benzemekten çekinirim...