Çünkü 'Komünistler ölüm' denip, babama saldıranların, cuntaya sarılıp, bizleri hain ilan edenlerin yine birilerinin arka kapılardaki karanlık hesapları için fırsat olan Kayseri'deki olay bir anda ülkeyi sardığı gibi iş insanlarımızın, yük getirip, giden araçlarımızın, gümrük kapılarımızın ve benim de katıldığım 'Orada ne geziyor?' denen Askerimizin de olduğu Suriye'ye kadar sıçramıştı.
Ve sanki yeni baskıdan çıkmış, dalgalanıp, kırışmamış, ütülü olduğu besbelli olan yani sanki birileri bu karanlık oyunları daha da alevlendirmek, kardeşi kardeşe öldürtmek, zaten kan, revan için olan insanlığı iyiden iyiye Ortadoğu'daki kana bulamak için önceden hazırlanmış bayrağı çıkarıyor, tahrik edilmiş insanların eline verip, kameralar karşısında parçalatıyordu.
Tep teze, ütülü, sanki baskıdan yeni çıkmış, bir milletin şeref dediği bayrağını alçakça bıçaklatıp, yırttıranları izlerken ben de neredeyse 8 katlı binanın 6. katının balkonunda ayağa kalkıp, Galata Kulesi'nden kuş kanatlarına benzer bir araç takarak kendini boşluğa bırakan ve İstanbul Boğazı'nda 3 bin 358 metre süzülerek, benim üzgün olduğum, Erdoğan'ın 'At alan geçti' dediği, Abdullah Gül başta olmak üzere nicelerinin boğaz manzaralı köşklerinde keyif yaptığı Üsküdar'da inen Hezârfen Ahmed Çelebi olacaktım.
Çünkü birileri gibi bana ne diyemiyor, tahrikin ne olduğunu, nasıl birden alevlenip, önüne çıkana Türk, Kürt, İran'daki Azeri, Suriyeli, Çin'deki Uygur Türk ya da Alevi, Suni demeden yakıp, yıktığını görüyor, izliyor ve Kayseri Valisi gibi ben ne yapabilirim diye dudaklarımı dişlerimle ısırıp, yercesine üzülüyordum.
Evet, yapacağımı yapmak ilk önce https://x.com/fakir_yilmaz adresli X twitter'da 'KAYSERİ’DEN SONA KONYA’YA SIÇRAYAN OLAYLARI TAHRİK ETMEK YANAN ORMANLARA SU SEPMEKTENSE BENZİN DÖKMEKTİR! Unutmayın benzin çok pahalıdır.. YAPMAYIN!' mesajını atıyor, bununla yetinmeyip, önce olayların çıktığı yerlerde tanıdıklarımı arıyor, karışmamalarını, dikkatli olmalarını, evlerine çekilmelerini istiyordum.
Sonra geç saatlere kadar yangına su taşıyan Karınca misali yakılan ateşin daha da büyümemesi ve kıvılcımlarının her yere saçılmaması için hazırladığım ve paylaştığım onca haber arasında 'Provokatörlere, Ajanlara Dikkat!' diyerek 7 sütunluk manşetiyle yayın grubumuz Kuzey Doğu Anadolu Gazetemizi hazırlıyor, pdf ve jpg olarak alelacele sanalda paylaşıyordum.
Bununla yetinmiyor, bir yandan son dakika haberlerini izliyor, diğer yandan Son Vilayet Gazetemize 'Yakmayın, Sizde Yanarsınız! 'manşetiyle süsleyip, 'Çünkü günler de 2 Temmuz ve.. Madımak Hala yanıyor!' alt manşetiyle yakılmak istenen ateşi söndürme telaşı içinde ter döküyordum.
Ve ben bir yandan her geçen saat büyüyen olayları izleyip, dinlerken diğer yandan panik için haber, yorum, mesaj, sayfa, sanalda paylaşımlar yaparken biz insanlardan daha çalışkan olduğu söylenen ve Ağustos Böceği gibilerinin 'çalsın sazlar, oynasın dernekçiler' dediği bir zamanda yaklaşan kış öncesi aradığı yiyecek için 6. kata kadar tırmanmış, balkonuma girmiş ve ayağımı ısıran Karıncayı kıskanıp, ekonomisi, ormanları zaten yanan ülkeyi olduğu gibi içinde olan bizleri de iyiden iyiye hem de ölesiye yaksın denilerek çıkarılmak istenen yangını söndürme telaşı için yazılarıma, haberlerime, mesajlarıma ve paylaşımlarıma “Kul olayım kalem tutan ellere Katip arzuhalim yaz yare böyle” türküsü eşliğinde 'yakmayın, siz de yanarsınız!' diyerek sabahın ilk ışıkları ve okuyan ezanına kadar yazmaya devam ediyordum.
Evet, sabahın ilk ışıkları ile iyiden iyiye yorulan gözler ve kolların son bir hamlesiyle 'HALA YANAN MADIMAK GİBİ BUGÜNDE 'İSTEMİYORUZ' DEYİP, KAYSERİ'DE YAKTIKLARI, SURİYE'YE SIÇRAYAN ATEŞİN SOĞUTULMAYA ÇALIŞILDIĞI BUGÜN YANİ 2 TEMMUZ"U SANALDAN SÖZDE ANIP, TATİL KÖYÜNDE, SAHİLDE GÜNEŞ'TE, YAYLADA, KAHVANEDE, DEDİKODU İÇİN TOPLANILAN ÇEPER DİBİNDE YANANLAR SİZİN İÇİN ATEŞ'TE YANMAYA DEĞER Mİ?!. ' sorusunu cevap arayarak ancak uyuyordum.