Başta akaryakıta olmak üzere her gün gelen zamlarla bütçesi ekonomik krizle vurulan, benim de köyüm olan Şişka (Küçük Sütlüce/Harziyan) köy yolunun da aralarında olduğu köy ve kentlerinin olağanüstü bozuk yolları yama ile onarılan, kaldırımları metrelerle ölçülen senin, benim değil, onca gazeteci, aydın, siyasetçi gibi milyonlarca oy alan Demirtaşların, İmamoğluların hapishanelerde olduğu ülkede bir milyon takipçisi olan yılların Gazeteci Fatih Altaylı’nın gözaltına alınmasının bile gölgede bırakan dünyada ki gelişmelerin şimdiki başaktörü İran’ın, ‘Atom Bombası’ yapacak diye önce İsrail, şimdide Amerika tarafından vurulmasını canlı yayınlarla izlemeye devam ediyoruz.
Dünyaca ünlü Mazda‘nın ortağı Ford araba ve araçlarının üretildiği Amerika’nın başkanı Trump‘un kararlı ile İran’ın ‘Atom Bombası Var’ denerek nükleer tesislerinin vurulmasının sonrası yine aynı dostum Trump’un “Sizlere bu gece bildirebilirim ki, saldırılar muhteşem bir askeri başarıydı. İran’ın önemli nükleer zenginleştirme tesisleri tamamen ve eksiksiz bir şekilde yok edildi,” demesi ardından İsrail’in neden hala İran’a hava saldırıları yapmaya devam ettiğini anlayan var mı?
Bilmiyorum ama önce ‘Özgürleştirme Operasyonu’ adıyla Irak’ta aynı ayaklarla milyonlarca insanın öldürülmesi, sonrasında Fas, Cezayir, Lübnan, Ürdün, Kuveyt, Umman, Sudan, Cibuti, Moritanya, Filistin, Suudi Arabistan ve Batı Sahra’da, ‘Arap Baharı‘ adıyla Arap yarım Adasını, sınırımızın olduğu Ortadoğu’yu ‘İnsan hakları’ lafları altından bölüp, parçalayıp, cetvelle dizayn eden daha sonra da ‘dikta var’ denen Suriye‘yi kana bulayan aynı güç şimdi de, ‘İşgal edilemez..’ denen ‘insan hakları günahtır’ diyen Molla İran‘a vurmaya devam ediyor.
Tabi ben dahil herkesin ‘Belki Molla rejimi yok edilir’ diyerek, birazda elleri ovuşturarak yan gözle izlediği bu savaşı, ‘Komşuda pişer bize de düşer’ sözünü de hatırlatsa da, ‘Bu ateş senide beni de yakar’ şarkısının bitiminde, ‘Ciğerimiz yanıyor’ ağıtı ile sonuçlanacağını da akıl, edip hiç düşünmeyiz.
Evet, milli silah başta olmak üzere son 22 yılda yapılanlarla ‘çok şükür teknolojimizle olmazsa da Axiom Space adlı Amerikalı şirkete ödediğimiz 55 milyon dolar ile uzaya da gittik..’ diyen Türkiye’nin 50 yıldan fazladır gidemediği, giremediği Kandil dağında ki mağaralarını hatırlatan dağların içinde ki Fordo nükleer tesisi ve diğer iki aynı tesisin yok edildiğini belirten dostum Trump’un bu açıklaması ardından ‘Fordo yoksa siz neden hala oradasınız?’ sorusunu sormak gerekmez mi?
Soramayız.. Soramazsınız..
Çünkü Başkalarını dinlemeyip, sadece kendi kararlarını uygulamaya çalışmak” anlamını taşıyan ‘Dediğim dedik, çaldığım düdük.’ diyen Amerika bölgeyi dizayn etmeye, biz dahil Rusya, Çin hatta Avrupa gibi birileri de ‘sırada kim var?’ diyerek BOB bombalarını izlemeye devam edecek gibi..
Bunun devamı için en büyük avantajında ‘Kanla, bomba ile özgürlük getiriyorum’ diyen Amerika’dan önce, ‘İnsan hakları, hak, hukuk, eşitlik’ diyen ve geniş çaplı bir genel affın gerçek iç barış olacağını anlatmaya çalışan iç kalede ki insanların bir benzerinin cadde ve sokaklarını protesto ve irili, ufaklı çatışmalarla yaktığı Fas, Irak, Cezayir, Lübnan, Ürdün, Kuveyt, Umman, Sudan, Cibuti, Moritanya, Filistin, Suudi Arabistan ve Batı Sahra‘da ki iç kalelerinin delik, deşik olması gibi İran’da da durumun aynı olduğu ve ABD ile İsrail’in bundan faydalandığını, faydalanmaya devam edeceğini ve hemen, bir an önce iç kalenin dökülen taşlarını toplayacak olan iç hukuku, barışı, demokrasiyi de aceleden, hem de hiç zaman kayıp etmeden bir araya toplamayı da unutmadan..
Yorumlar