Çünkü meclise gelirken DEM'in grup başkanıyla da selamlaşıp merhabalaşan Bahçeli, partisinin grup konuşmasında dört gazeteciyi hedef gösterip tetikçilikle suçladı ve benim gibi AK Parti'nin gizli ortağı olduğunu ima ettiği CHP'ye sert yüklenirken, gerçek ortağı olduğu iktidarın başındaki Erdoğan'ın Esed dediği Suriye'ye de yönelik çok önemli bir mesaj yolluyordu.
Bilmem ama benim bu kısmına çok takılıp, ne demek istediğini iyice anlamak için, başta sitemiz köşe yazarlığını da yapan Rodi abi olmak üzere, tanıdığım ve tanımadığım bütün dostlarla yaptığım telefon görüşmelerinin sanki İran tarafından dinlenilmiş gibi bir anda son dakika haberleriyle İran'ın füzelerinin İsrail'e doğru yola çıktığını öğreniyordum.
Çünkü telefon görüşmeleri yaptığım dostlarla aynı konuyu, yani İran'ın her an tüm bölgeyi içine alacak denen savaşa katılıp, Hamas'ın başlattığı, İsrail'in bunu mana edip çocuk demeden yakıp yıktığı ve 50 bin insana toplu mezar ettiği Gazze'de diktiği bayrak ardından döndüğü Lübnan'da Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın da öldürdüğü için DEM'in eş başkanlarının da aralarında olduğu birçok kişiyi üzdüğü bir esnada meclisimizde açılıyordu.
Ve ilk olarak kürsüye çıkan, sanırım benim gibi grip olduğundan sık sık burnunu silen MHP Genel Başkanı Prof. Dr. Devlet Bahçeli'nin direkt Esed, pardon Esad'a değil de "Türkiye ve Suriye Milli Güvenlik Unsurlarına sesleniyorum" demesi ve ardından "İsrail'in bu çıkışı Türkiye'ye verilen bir mesajdır" demesinin satır aralarında en önemli satır, "Suriye ile Türkiye Milli Güvenliklerinin hemen bir araya gelmesi gerek" demesi çok önemlidir.
Yani Erdoğan'ın "biz hazırız" dediği Suriye ile MHP'nin de bu görüşmeye onay verdiğini belirten Devlet Bahçeli'nin dikkat çektiği bölgede yaşanan savaşın gün geçtikçe bize, Türkiye'ye doğru geldiğine işaret ettiği, aynı günün akşam saatlerinde İran'ın İsrail'e yeniden füzeler atmasıyla haklı çıkıyor gibiydi.
Eğer yazımızın başlığına gelecek olursak, benim de altına imza attığım Rodi abinin dediği "bu gece, bilemediniz yarın sabah veya hafta içinde İsrail'in İran'a vereceği karşı cevapta, İsrail'in sanılan ama aslında Ukrayna'da da Rusya'ya doğru fırlatılan Amerika'nın ve onun tayfası İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer batı ülkelerine ait olan aynı füzeler olacağı da bir diğer gerçektir" tezi hiç de yanlış bir tez ve bakış değildir.
Peki, "bu ne demek?" diye baktığımızda şu anlarda ortada olmayan Rusya'nın yanında Çin'in, İsrail üzerinde bölgeyi yeniden dizayn eden batı güçlere karşı "ne diyecekler?" diye bekleyecek miyiz?
Vallahi bilmem ama Özgür Özel'in partisi milletvekillerine mesaj atıp, Erdoğan'ı ayakta karşılayacaklarını söylediği ve "bundan sonra bele" diyerek ağlama duvarı misali duvarına sarıldığı Türk Evi'nin Erdoğan'ın ailesinin olduğunu ileri süren ve suçlayan eski genel başkanı Kılıçdaroğlu'nun tam tersi, ayakta karşıladığı Erdoğan'ın "İsrail'in gözünü diktiği yer Türkiye'dir" konuşmasının satır aralarında da gördüğüm "Acaba?" sırasındaki cevap arayışımdı.
Çünkü İsrail'i durduracak olanın kim olduğu sorulduğunda, Kıbrıs'a çıkarma yapan Türkiye'nin başında bulunan Erdoğan'ın yeni bir Karaoğlan olup, Ecevit gibi İsrail'e bir çıkarma yapıp yapmayacağını da düşünmedim değil. Hemen 'Bu nereden çıktı?' diyecek olursanız, eğer aynı Erdoğan'ı gösteririm.
Çünkü aynı Erdoğan'ın, "Vaat edilmiş topraklar hezeyanı ile hareket eden İsrail'in, Filistin ve Lübnan'dan sonra bizim vatan topraklar olacaktır" demesinin altında yatanı sorgularken, ekonomik krizin yaşandığı ve seçim istendiği bir zamanda bir çıkış arandığını da hesaba katmak gerekmez mi? Ve Erdoğan iktidarının "Durun ya, ne krizi, ne seçimi… Görmüyor musunuz? İsrail'i?" diyemez mi? Yani bir olağanüstü hal ilan edebilir mi?
Hatta hurdaya atıldığı söylenen Rusya'da aldığı S-400'leri harekete geçirip, Azerbaycan'da, Ukrayna'da, Suriye'de, Irak'ta uçurduğu Bayraktar TB1, Bayraktar TB2, Bayraktar TB3 SİHA, TUSAŞ ANKA, TUSAŞ ANKA III, TUSAŞ AKSUNGUR, Bayraktar Akıncı, HAVELSAN BAHA, ASELSAN SERÇE, Vestel KARAYEL ve diğer "onca var" denilen o çok övünülen milli silahlarımızla birlikte İran'dan Türkiye'ye daha yakın olan İsrail'e bir çıkarma yapar mı acaba?
Bilmem ama Kafkasya'nın iki ülkesine sınır olan ama havaalanı olmayan memleketim Ardahan'dan daha yakın olan ve Gazze'den, İran'dan sonra Lübnan'a, Yemen'e vuran, hatta ülkemizin de içinde olduğu her yere ulaşım diyen İsrail'e 'denizden, karadan, havadan çıkarma yapacak kadar gücümüz ve irademiz var mı? Ve yeni bir Karaoğlan rolüyle, denizden, Türkiye ve Kıbrıs'a sınır olan İsrail'e bir çıkarmamız olmaz mı, olabilir mi?' Onu da siz düşünün ve bu yazının altına da görüşlerinizi yazarak yorumlayın derim.
Yorumlar