Afyonkarahisar tarihleri ve ansiklopedilerinin söz ettiği iki isim vardır, ilginçtirler; okunduğunda ilgi çeker ve merak uyandırırlar. İlginçliklerini onların ortaklıkları ve farklılıkları oluşturur.
İki İsim Ortaklığı
Her iki şair, isimde ortaktırlar. Onların adı Şah Çelebi’dir. Çelebi, Eflatun el-İlahî, Molla el-İlahî isimlerinde geçen “ilahî” terimine benzerler ve onlar anlamda ortaktırlar. Dilsel açıdan onlardan biri Çalab’a, ikincisi İlah’a ait ve mensup olandır, ama her ikisi de düşünür, filozof demektir. Bu filozof deist ve ateist değildir. Bu filozof teisttir. O nedenle Platon yaratma fikrine sahip olması sebebiyle İslam düşüncesinde “ilahî” filozof unvanıyla anılmıştır. Teist filozof Çelebi’nin ilk anlamıdır. Onun Türk düşüncesinde ikinci bir anlamı daha vardır. Mevlâna düşüncesine mensup düşünür demektir. Bu ikinci mensubiyet, bazen Mevlâna soyuna mensubiyeti ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Her iki şair de Çelebi’dir.
İki şairin bir diğer isim ortaklığı, “şah” ünvanlarıdır. Türk edebiyat düşüncesinde terim, kalın sesle “şah” olarak okunduğu gibi zaman zaman başka dillerden gelen etkiyle ince sesle “şeh” şeklinde okunmaktadırlar. Sözlüklere bakılırsa ilk okunuşuyla o, pâdişah, hükümdar’ınadıdır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Kimi şah olur garip derviş kimi / Musallâ taşında yatan cenâze” sözünde olduğu gibi. Şah sadece hükümdara denilmez, ayrıca bazı düşünür sufiler de şah adını alır. Mesela Şah Nakşibend, Şah VeliyyullahDehlevî isimlerinde olduğu gibi.
İki şairin üçüncü isim ortaklığı, Karahisar’dır. Yani onların ikisi de Afyonkarahisarlıdır. Her ikisi de şairdir. Şair, şuur sahibi, düşünür, bilgin kimsedir. Şair bildiklerini şiirleriyle ifade eder ve gündeme getirir.
İki şairin dördüncü isim ortaklığı, aile isimleridir. Her iki şairin ailesi, Mevlana’nın torunu Mutahhara Hatun ile Germiyan Şahı Süleyman Bey’e dayanmaktadır. Ailelerinin beylik adları “Germiyan”, alim-bilginlik adları “Çelebi”dir. Onlar ilk adlarını “şah” terimiyle ifade etmişlerdir. Burada ünlü gezgin-düşünür Evliya Çelebi’nin Karahisar ziyaretinde tespit edip kaydettiği “şah-çelebiler”i verelim. Anlaşıldığı gibi aynı ünvanı taşıyan Çelebi, 1082/1671-72 yılında Afyonkarahisar’ı ziyareti sonunda şehir için “Velhasıl kân-ı suleha, dâr-ı ulema, bir şehr-i rahmetullahtır, vesselam” diyerek şehrin bilgi-ilim yönüne atıf yapmıştır. Karahisar’ı bilginler yurdu diye niteleyen Çelebi, şehir halkını “Muhibb-i Mevlâna” olarak ifade eder. Yine Karahisar şehir halkı, gayet ankadır ve ikram edicidir diye nitelendirir.
Evliya Çelebi’nin bilginleri yani “Ashâb-ı maarif”ten biri Şuara Çelebiler’dir. Onlar “Tekye-i Mevlânâhâne-i ârifân ve mekân-ı sâdıkân”dırlar. Onlar Mevlâna muhipleri Çelebiler’dir. Bunlar, Divan sahibi Abusî Çelebi (diğer adıyla AbâPûşBâli) İlm-i Aruz’da bî-bedel zât-ı şerif çelebidir. Leccî Çelebi, NevmîÇelebî ve NevmîzadeŞumî Çelebi “beyne’z-zurefa bir mudhik ve rind-i ferzend âdemdir. Merzî Çelebi, Veznî Efendi, Uzâmî Efendi ve MeşrebîÇelebî gibi isimler diğer çelebilerdir.
İki Mevlevi Şah Çelebi
Şah Çelebi’nin ilki, Mutahhara Hatun ile Germiyan Şahı Süleyman Şah’ın oğulları İlyas Paşa’nın iki oğlundan biridir. 780/1378 ölüm tarihine bakılırsa 14.yüzyılda yaşamıştır. Karahisarnisbesiyle bilinir. Diğer oğlu Ergun Çelebi Kütahya’ya gönderilmiş, orada kalmış ve vefat etmiştir. Her ikisi de Germiyanî’dir, yani şahtır. Alimdir, şairdir, yumuşak huylu, tatlı dillidir. Çoğu şiirini Mesnevi geleneğine bağlı kalarak Farsça yazmıştır.
İkinci Şah Çelebi, alim, müderris ve şairdir. Afyonkarahisar Gezler çiftliğinde doğmuştur. Babası Germiyan-Mevlevi (Çelebi) ailesinden Afyon’da yetişmiş kadılardan Hurrem Çelebi’dir. Şah Çelebi ilk ve medrese eğitimini Afyon Gedik Ahmet Paşa medresesinde alır. Hocası Merhaba Çelebi’dir. Üst eğitimini İstanbul’da Çivizade’de tamamlar. Hocasından ayrılmaz. Hocasının Anadolu, Mısır ve Rumeli görevlerinde birlikte bulunur. Edirne’de, Bursa’da ve İstanbul’da müderrislik yaptı. İstanbul’da müderrisken 978/1570 yılında vefat etti. Yani 16.yüzyıl şairidir. İlk Şah Çelebi’den iki asır sonra yaşamıştır.
Hakkında yazılan eserlerde şu gazeli bilinmektedir.
Gazel
Dağılır gam leşkeri oldukça züldün aşikâr
Nitekim cûş-i adüvv görünse tuğ-ı şehriyar
Galiba bir serv-i dil-cûy şikâr itmek diler
Cûy-veş yaşlar döker her yana çeşm-i eşkbâr
Haddine hat geldiğince dostum eyle tıraş
Olmasundirsen eğer âyine-i dilde gubâr
Hâl-i âdem çün karar üzre değildir pes neden
Gussavüendûh ü gam gönlünde kıldılar karar
Sonsöz
Adı geçen Karahisarlı Şair Şah Çelebilerin ruhları şâd olsun.
Kaynakça
1. Evliya Çelebi, Seyahatname, Zuhurî Danışman Yayınevi, İstanbul 1971, 13.cilt, s.53-57.
2. Süleyman Gönçer, Afyon İli Tarihi, Afyon 1991, c.II, s.114.
3. Mehmet Sarı, “Afyonkarahisar Edebiyatı”, Afyonkarahisar Sanat ve Müzik Ansiklopedisi, Afyonkarahisar 2019, c.II, s. 445-446.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!