Ebu Hüreyre radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber aleyhissalatü 

vesselam şöyle buyurdu:

“Sura iki üfleme arasında kırk vardır.”
Ashab-ı kiram: Ebû Hüreyre! “Kırk gün mü?” diye sordular.
“Bir şey diyemem.” dedi.
Sahabîler: “Kırk yıl mı?” diye sordular.
 “Bir şey diyemem.” dedi.
“Kırk ay mı?” diye sordular.
“Bir şey diyemem.” dedi. (Sonra hadisi şöyle tamamladı)

“Kuyruk sokumu (acbü’z-zeneb) dışında insanın bütün bedeni çürüyüp yok olur. Yeniden yaratılma işi kuyruk sokumundan başlar. Sonra Allah Teâlâ gökten bir su indirir, herkes bitkiler gibi yeniden canlanır.” [Buhârî, Tefsîru sûre (39), 3, (78), 1; Müslim, Fiten 28]

Ebû Ya’la el-Mavsıli’nin Müsned adlı hadis kitabında Ebû Hüreyre (r.a)’den nakledilen bir hadis-i şerif Sur’u açıklar: Ebû Hüreyre der ki: Bir gün Peygamber (s.a.s) bizimle oturuyor sohbet ediyordu. Etrafında sahabelerden büyük bir topluluk vardı. Bize şöyle dedi: “Yüce Allah gökleri yarattıktan sonra, Sur’u yarattı. Ve onu İsrâfil (a.s)’a verdi. İsrâfil ağzını Sur’a dayamış ve gözlerini de Arş’a dikmiştir. Sur’a üfürmesi için verilen emri beklemektedir”. Ebû Hüreyre diyor ki; ben, “Ey Allah’ın Rasûlü Sur nedir?” diye sordum. O da, “Boynuza benzeyen bir alettir” diye cevap verdi. Ben yine, “O nasıl bir şeydir” diye sordum. O da, “O, çok büyük bir şeydir. Beni hakkı tebliğ etmek üzere gönderen Yüce Allah’a yemin olsun ki, yerler ve gökler onun yanında küçük kalır. Hepsi onun içine sığabilir” diye cevap verdi…

Bu hadisi şerifte de peygamberimiz kıyametle alakalı soruyu cevaplarken 40 rakamına dikkat çekmiştir.

 

İslam da 40 rakamı velayet makamının esrarlı rakamlarındandır.

– Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der (Ahkaf: 15)

– Ben sizin aranızda bundan (Kur’an’ın inişinden) önce (kırk yıllık) bir ömür yaşadım. Hiç düşünmüyor musunuz?” (Yunus 16)

– Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. (Araf 142)

– O halde orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. (Maide 26)

- Hz. Muhammed Allahümmesalli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed’in arap alfabesiyle yazılışında başında ve sonunda bulunan mim harfinin sayısal değeri 40’tır.İsminden mim harfi çıkarıldığı zaman Ahad kelimesi kalır ki bu da ALLAH’ın isimlerinden olup 1 demektir.

-Hz. Muhammed Allahümmesalli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed’e peygamberlik 40 Yaşında gelmiştir.

-Hz. Nuh Tufanı 40 gün süren yağmurlarla olmuştur.

-Allah Hz.Adem’i yaratmadan önce Azrail Aleyhi Selam getirttiği çamuru 40 gün yoğurmuştur.

-Hamileliğin 40 sürmesi.

-Hz.Musa’nın Allah’la Tur Dağında 40 görüşmesi

-Hz.Nuh’un gemisinin 40 erkek 40 kadın  40 hayvandan oluşması.

-Hz.Yunus ‘un 40 gün balığın karnında kalması ve “…Lâ ilâhe illâ entesubhânekeinnî kuntu minezzâlimîn(zâlimîne).” “Senden başka ilâh yoktur. Sen her türlü noksanlıktan, eşi-ortağı olmaktan uzaksın. Şüphesiz ben kendine yazık edenlerden oldum” (Enbiyâ 21/87) duasını okuması.

 -Hz. Nuh Aleyhi Selam‘ın gemisi 40 gün sonra Cudi Dağına oturmuştur.

-Hz. Musa’nın 40 gün oruç tutması.

-Hz. Davut’un 40 gün 40 gece yemek yememesi ve 40 yıl ağlaması

-Hz. İlyas’ın 40 yaşında peygamber olması

-5 vakit namazın sünnetleriyle birlikte 40 rekât olması

-Kur’an’ı Kerim olgunluk yaşını 40 yaş kabul eder

-Hz. İsa yeryüzüne inince 40 yıl yaşayacaktır.

-Altın ve gümüşün zekâtı 40’ta 1’dir.

-  Hz. Adem hayattayken Allah, Hz. Havva'ya 40 öz evlat vermiştir

- Müslümanların sayısı 40'ı bulduktan sonra Hz. Muhammed İslam’ı aleni bir şekilde ilan etmiştir

40 Rakamıyla ilgili peygamberimiz Hz. Muhammed Allahümmesalli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed’in bir çok Hadisi Şerifi mevcuttur.

-Her gece kırk ayet okuyan gafillerden yazılmaz. [Beyheki], 

-Kırk kişi bir cemaattir. Bir ölüye dua ederlerse Allahüteâlâ, o ölüyü affeder. [Buhari]

 -Şirkten uzak kırk mümin, bir Müslümanın cenaze namazını kılarsa, Allahüteâlâ, muhakkak o müminlerin dualarını kabul ederek, o ölüyü affeder. [Müslim, Ebu Davud]

 -Bir lokma haram yiyenin, kırk gün duası kabul olmaz. [Taberani]

-Sizden birinin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddetle “aleka” olur. Sonra bu kadar müddette “mudğa” olur. Sonra Allâh bir meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini, amelini, şakî veya saîd olacağını yazar, sonra ona rûh üflenir…” (Buhârî, Kader, 1; Bed’ü’l-Halk, 6; Müslim, Kader, 1/2643)

-“Kırk sabah ihlâsla Rabbine yönelen kimsenin kalbinden diline hikmet pınarları akar!” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 137/8361)

Kur’an-ı Kerim kendisi mucizedir. O dönemin edebiyatçıları duyduğunda hayretle ve hayranlıkla dinlemişlerdir. Gelmiş ve gelecek en iyi yazıt Kur’an-ı Kerim’dir. Uyağa bakar mısınız ve anlam bütünlüğüne;

 

 

İhlas Suresi Okunuşu


Bismillahirrahmânirrahîm.


1-Kul hüvellâhüehad
2-Allâhüs samed
3- Lemyelid ve lemyûled
4- Ve lemyekünlehûküfüvenehad

İhlas Suresi Anlamı


Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.


1- De ki; O Allah bir tektir.
2- Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiçbir şeye muhtaç değildir).
3- Doğurmadı ve doğurulmadı
4- O'na bir denk de olmadı.

Fark ettiyseniz Tam Uyak ve anlam bütünlüğü açısından İhlas Suresi’ndeki ahengi ve intizamı görebiliriz. Bu bir mucize değil midir?

Nizamı görüyorsunuz değil mi?


Bu nedenle Allah'ın yarattığı varlıklarda güzellik, uyum ve denge vardır. Bu konudaki ayetlerden bazıları şöyledir:

 

"... Her şeyi yaratan ve bir ölçüye göre düzenleyen Allah'tır" (Furkan suresi, 2) 

 

"...Onun katında her şey bir ölçü (miktar) iledir.(Rad suresi, ayet 8)

 

" Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık" (Kamer suresi, ayet 49)

 

 

"Biz gökleri yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve bir eğlence olsun diye yaratmadık. Biz onları hak ve hikmetle yarattık." (Duhan suresi, 38-39. ayetler)

 

"Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için aya evreler koyan Allah'tır. Allah, bunları boş yere yaratmamıştır. O, ayetlerini düşünen bir toplum için ayrıntılı olarak açıklıyor." (Yunus suresi, 5) 

Yeri ve göğü Allah yükseltti. Dengeyi o koydu. Sakın o dengeyi bozmayın.

Rahman Kur’ân’ı öğretti.  İnsanı yarattı, ona konuşmayı öğretti. Güneş ve Ay bir hesap ile hareket ederler. Yıldızlar ve bitkiler hep secdededirler. Göğü bu âhenkle O yükseltti ve bu mîzânı (ölçüyü, dengeyi) koydu ki, siz de ders alıp ölçü dışına taşmayasınız. Öyleyse siz de tartıyı adaletle yapın, sakın teraziyi, dengeyi aksatmayın! (Rahman, 55/1-9)

Şuursuz gök ve yer cisimleri, azametli kütlelerine rağmen, Allah'ın koyduğu kanunları çiğnemiyorlar, onlara riayet edip itaat ediyorlar. Sizin (Ey şuurlu varlık olan insan ve cinler!..) Allah'ın hükümlerine daha çok riayet etmeniz gerekmez mi? Hangi cesaretle bu koca kâinatın sahibine karşı isyana cür'et ediyorsunuz."

 

Her şeyin bir düzen içerisinde yaratıldığı gördüğünüz gibi Kur’an- Kerim’le anlatılmıştır. Kıyamet ise evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst olarak yok edilmesi, yok olan ve ölen her şeyin yeniden yaratılarak diriltilip ayağa kalkması ve mahşere doğru yönelmesidir. Kıyamet durumu Kıyamet Suresinde anlatılmıştır.

Kıyamet Suresi;

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Kıyamet gününe yemin ederim.

2. (Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz).

3. İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır?

4. Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.(1)

(1) Diğer canlılara göre insanın el ve parmakları daha mükemmel yapıdadır. Hele parmak ucu izlerinin tüm insanlarda birbirinden farklı oluşu göz önüne alınacak olursa, âyetin üzerinde durduğu noktanın önemi anlaşılır.

5. Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.(2)

(2) Âyete "Fakat insan geleceğinde de kötülük işlemeye devam etmek ister" şeklinde de meâl verilebilir.

6. "O kıyamet günü ne zaman?" diye sorar.

7,8,9,10. Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.

11. Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.

12. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

13. O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.

14,15. Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da o gün insan kendi aleyhine şahittir.

16. (Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

17. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.

18. O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

19. Sonra onu açıklamak da bize aittir.

20,21. Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

22. O gün birtakım yüzler aydındır.

23. Rablerine bakarlar.

24. O gün birtakım yüzler de asıktır.

25. Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar.

26,27,28,29,30. Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

31. O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.

32. Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti.

33. Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.

34,35. "Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!" denecektir.

36. İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.

37. O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi?

38. Sonra bu, bir "alaka"(3) oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi.

(3) "Alaka", erkeğin spermiyle döllenmiş dişi yumurtadan bir hafta zarfında oluşan hücre topluluğunun rahim cidarına asılıp gömülmüş şekli demektir.

39. Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti.

40. Şimdi, bunları yapan Allah'ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

Burada belirtmek isteğim nokta şu Kıyamet Suresi 40 Ayettir. Kıyametin kopmasına dünyaya gelecek Hz. İsa’nın 40 yıl dünyada kalması ve Deccalin 40 gün,40 ay,40 yıl yaşayacağı…Sizce tesadüf mü? Kıyametin ne zaman kopacağını Allah’tan başka kimse bilmemektedir. İnsanların merakla bu soruyu soracağını geçmişte ve günümüzde de merakla bu soru sorulmaktadır. Kıyamet Suresinde de geçtiği gibi;

6. "O kıyamet günü ne zaman?" diye sorar.

7,8,9,10. Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.

11. Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.

Şeklinde Kur’an-ı Kerim’de net bildirilmiştir. Kıyamete kadar kâinat belli düzene göre Allahu Teâlâ; BU KAİNATIN DÜZEN İŞLEYİŞİNE İZİN VERMEKTEDİR. Bu düzeni ne bir insan ne bir hayvan ne bir doğa varlığı hiçbir mahlukat bu düzeni bozamaz veya yoktan var edemez. Alem nizam içerisindedir. Evrenden ateş,su,toprak ile beraber üç üretken kaynak (mevalidiselase) diye ifade edilen madenler, bitkiler ve hayvanların oluşturduğu 7 tabaka ve 7 ayrı alem vardır.7 kat arz vardır. Dıştan içe doğru dünyanın katmanları;

1-Sial

2-Sima

3-Üst Manto

4-Geçiş Zonu

5-Alt Manto

6-Dış Çekirdek

7-İç Çekirdek’tir.

Atmosferin katmanları ise Kur’an-ı Kerim’de de belirtildiği gibi bilimsel olarak kanıtlandırmıştır ki 7’dir;

Yeryüzünde ne varsa tamamını sizin için yaratan, sonra göğe yönelerek onları, yedi gök olarak tamamlayıp düzene koyan O’dur ve O, her şeyi hakkıyla bilmektedir.(Bakara,29)

1-Troposfer

2-Stratosfer

3-Kemosfer

4-Mezosfer

5-İyonosfer

6-Eksozfer

7-Mağnotosfer’tir

 Allah lafzının Arapça rakamsal karşılığı 66’tır.Hilal sözcüğünün toplamı da 66’tır ve tüm İslam Devletlerinde HİLAL simge olarak kullanılır.Ayrıca Kur’an- ı Kerim 6666 ayetten meydana gelir ve 2 tane 66’nın yan yana gelmesidir.


 

Allah’ın 99 isminin toplam sayısının ve peygamberimizin vefat yaşının elimize kodlanması… Bu durumda mı tesadüftür?